''Rüzgârdan enerji üretmeye başlayacağiz''

RADARHABER/ ERZURUM
Erzurum’da Türkiye’nin Zirvesinde İklim Değişikliği Çalıştayı düzenlendi. Şehir genelinde iklim değişikliğinin oluşturabileceği olumsuzluklar konuşuldu. Gerçekleşen toplantıda İklim Değişikliği Eylem Planı da hazırlanacak. İklim değişikliği ile mücadele çerçevesinde Erzurum Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde ‘Türkiye’nin Zirvesinde İklim Değişikliği Çalıştayı’ düzenlendi. Program Palandöken’de bulunan bir otelde gerçekleşirken, düzenlenen toplantıya Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Sınağ ve birçok akademisyen katılım sağladı. ‘İklim Değişikliğiyle Mücadele Kararlıyız’ sloganıyla düzenlenen programda iklim değişikliklerinin yol açabileceği olumsuzluklar ele alınırken bu olumsuzluklara karşı önlemlerde gündeme getirildi. Öte yandan toplantıda enerji üretimiyle ilgili projelerde konuşulurken İklim değişikliği eylem planı da hazırlanacak.
 
 
“İklim değişikliği hayati bir önem taşımaktadır”
 
 
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen de, “Türkiye’miz son 20 yılda her şart altında yükselmeyi; eğitimden sağlığa, kültürden ulaştırmaya, dış politikadan çevre ve şehirciliğe kadar her alanda, değişimin, dönüşümün, yeniliğin merkezi olmayı başarmış ender ülkelerden biridir” dedi. “Türkiye; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki konuşmasıyla, yeni ufkunu belirlemiş ve yeni bir yola çıkmıştır. Bu yol, 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma Devrimidir” diyen Başkan Sekmen, sözlerini şöyle sürdürdü: “İklim değişikliğiyle mücadelemize dair geliştireceğimiz yeni politikalarımıza, strateji ve eylem planlarımıza yol gösterecek Türkiye’nin Zirvesinde İklim Çalıştayı’nın Erzurum’umuza ülkemize, milletimiz, doğamız ve tüm insanlık için hayırlı olmasını diliyorum. Akarsudan bile abdest alırken suyu dışarı taşırmayan, çiçeklerle sohbet eden bir ecdadın torunlarıyız. Cennet vatanımızın büyük ozanı Âşık Reyhani; ‘Bahar gelsin şu dağlara gidelim / Belki derdimize çare bir çiçek / Toplayıp devşirip derman edelim / Açılan yaramı sara bir çiçek!’ diyerek, bizim tabiatla sırdaşlığımızı anlatmaktadır. Mevlâna Hazretleri; ‘Hayvanlar, insanlar, bitkiler ve ağaçlar. Hepsi birdir. Çünkü hepsi de aynı nefesten almaktadır.’ sözüyle, bizim doğayla aynı haklara sahip oluşumuzu öğütlemektedir. Sadece biz değil, bütün insanlık, binyıllar boyunca hep bu incelikle yaşamıştı. Fakat o zarafet köprülerinin altından, çok azgın sular geçti. Bilhassa son 200 yılda, insanın doğayla barışıklığı sona erdi. Yerine tek taraflı, misâk tanımayan, sınır gözetmeyen, gözü dönmüş, yıkıcı bir savaş geldi. İnsanın milyonlarca yıl süren organik doğa anlayışı; yerini mekanik, insan eliyle üretilmiş, bencil bir doğa düşüncesine terk etti.
 
 
 
 
“Rüzgârdan enerji üretmeye başlayacağız”
 
 
Sekmen, “Biz bir bölge şehriyiz yaptığımız çalışmalar hem ilimize hem de çevremizdeki şehirlere örnek teşkil edecek hatta diğer büyükşehirlere de bir ivme niteliğinde hareket kazandıracaktır. Mutlaka çevreye duyarlı olmamız, elimizdeki imkanları doğru, düzgün ve maksada uyguni kullanmamız gerekiyor. Geldiğimiz bu noktada başta enerji alanında olmak üzere yenilenebilir enerjileri devreye sokmaktayız. Diğer kullanılan enerji kaynakları da çevreyi kirletmekte ve sera gazı salınımını artırmaktadır. Diğer bir anlamıyla karbondioksit salınımı artarak dünyayı sarmış durumdadır. Sudan enerji elde edebilmek için HES projelerimizde artarak devam ediyor. RES projelerimizde yavaş yavaş yürürlüğe giriyor. Rüzgardan enerji üretimlerimizde gün geçtikçe artacak seviye gelecek. Bizde bu yöndeki girişimlerimizi devam ettiriyoruz. Biyogaz üzerine de hayvan dışkısından enerji üretmek üzere çalışmalarımız var. 
Doğal olanla, güzel olanla münasebetini bozan insan; tüm bunların sonucu olarak, derin bir kimlik bunalımını, ahlaki bir yozlaşmayı yaşamaya mahkûm oldu. Geldiğimiz nokta ve geleceğimiz tahmin edilen noktanın kaçınılmaz bir son olduğu ortada. Bu kadar hızla devam edersek sonumuzun beklenenden çok daha yakın olduğunu artık biliyor ve sanırım bugün tüm dünya buna yürekten inanıyor. Ne idi bu felakete sebebiyet veren... Kısaca Karbondioksit diyebilir miyiz? Ya da biraz daha genişletecek olursak insani faaliyetlerden kaynaklı sera gazları diyebilir miyiz? Bir örtü gibi atmosferi sarmaya devam ediyor ve biz sanki çok üşüyormuşuz gibi sürekli atmosferdeki battaniyemizi kalınlaştırıyoruz. Yani ne kadar kalınlaştırırsak o kadar çabuk yok olacağımızı unutuyoruz. Ben hep şöyle inanıyorum ‘Eğer bir olayının sebebini biliyorsam, çözümünü bulabilirim.’ Ama bu konu tam böyle değil. Burada tek başıma ya da benim sorumluluğumda olan Erzurum Büyükşehir Belediyesi eliyle değil, ya da ülkemin tek başına altından kalkabileceği bir yol ile değil, hep birlikte el ele verebilirsek çözebileceğimiz en önemli konu bu İnsanlık tarihi onlarca yıkımlarla dolu, gözünü kırpmadan birbirleriyle savaşan ülkeleri tarihin derinliklerinde hepimiz biliyoruz. Ancak bu içinde bulunduğumuz küresel ısınma, tüm insanlığın birlikte mücadele edeceği tek yönlü bir savaş. Karşımızdaki düşmanı biz doğurduk öyleyse onu yok etme görevi yine bize düşecek, bizim çocuklarımıza değil. Hem Belediyem adına hem de ülkem adına büyük bir rahatlıkla söyleyebilirim ki, atmamız gereken adımları biliyor ve bu adımları kararlılıkla atacağımızdan emin olunmasını istiyorum. Biz “Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı” çalışmalarımıza hız verdik. Önümüzdeki süreçte çalışmalarımızı tamamlayacağız. Yine Belediye olarak, AB Belediye Başkanları Sözleşmesi’ne imza atma kararlılığımızı bu Taraflar Konferansı’ndan sonra Belediye Meclisimizde karara bağlayıp taraf olacağız. Yaşadığımız coğrafya için iklim tehlikelerine karşı mücadelede kararlıyız. Önce mücadele adımlarımızı atacağız ancak her türlü olasılığa hazırlıklı olmak maksadıyla da uyum eylem adımlarımızı gündemde tutacağız.
Herkes kendi coğrafyasını korumaya alırsa, tüm coğrafyanın korunacağını biliyor ve inanıyoruz. Gelişmiş ülkelerin bu konuda sorumlulukları daha da büyük bununda farkındayız. Küresel ısınma konusunda belki günahsız olan ülkeler bulunmakta. Onları bu günaha ortak edemeyiz. Sadece kendimiz ve çocuklarımız için değil tüm günahsız insanlar için bu mücadeleyi yapmak bir insanlık vazifesidir.” Konuşmaların ardından Ankara Üniversitesi Kimya Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Ali Sınağ ve diğer bilim adamları sunumlar yaptı. 


Kaynak : http://www.radarhaber.com/haberler/22/_20395.html