ESAV'dan Hulusi Seven'e vefa

RADARHABER / ERZURUM 
 
Erzurum İktisadi Sosyal Araştırma ve Yardımlaşma Vakfı (ESAV) tarafından organize edilen geceye Ankara'daki Erzurumluların yanısıra İstanbul'dan da çok sayıda katılım oldu. Hulusi Seven'in ailesi ve yakınları da vefa ve saygı gecesi etkinliğinde hazır bulundu.
ESAV Başkanı Veysel Karani Aksungur; vakıf faaliyetleri kapsamında bir çok etkinlik gerçekleştirdiklerini, siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel etkinlikler kapsamında Erzurumluluk irfanın hazzını yaşadıklarını ifade etti.  
 
TÜRKÜLERİ SESLENDİRİLDİ
Erzurum un yetiştirdiği ve  iz bırakan şahsiyetler arasında yer alan Hulusi Seven'i anmanın ayrı bir öneminin olduğunu kaydeden Aksungur,  değerlerimizi kaybetmeden, anmanın ve genç nesillere tanıtmanın bir görev olduğunu vurguladı. Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Doç.Dr. Cengiz Şengül de Hulusi Seven'in hayatı ve eserleri ile ilgili bilgiler aktararak, Seven ile ilgili hazırladığı eseri yakın bir zamanda okurlar ile buluşturacağı müjdesini verdi. Yapılan konuşmaların ardından,  ESAV bar ekibi Saadetttin Akatay’ın Bar şiiri eşliğinde gösteri yaptı. Etkinliğe katılan Erzurumlu Sanatçılar Mükerrem Kemertaş, Nurullah Akçayır, Kubilay Dökmetaş ve Semra Algül Oflaz, Hulusi Seven'in derlediği türküleri seslendirdi. Duygusal anların yaşandığı gecede Mükerrem Kemertaş, Hulusi Seven 'e ait bir eseri icrasında göz yaşlarına hakim olamadı ve seyirciler tarafından ayakta alkışlandı. Kemertaş, ‘Oduncular kısa keser odunu’, ‘Yükü yükledim kediye’,’Elagözlüm ben bu elden gidersem’, ‘Huma kuşu yükseklerde seslenir’, ‘Bir melek simadır aklımı alan’, ‘Can dedimki can diyesen’ gibi bir çok eserin  Hulusi Seven tarafından Türk Halk Musikisi repertuarına kazandırdığının altı çizdi.
 Program sonrası, ESAV Başkanı Veysel Karani Aksungur, Erzurumlu eski bakanlardan Selahattin Babüroğlu ile birlikte, İstanbul'dan gelerek geceye katılan Hulusi Seven’in büyük oğlu Mehmet Seven'e bir plaket sundu.. Mehmet Seven de Ankara'daki Erzurumluların babası için düzenlediği anlamlı gece için organizeyi gerçekleştiren ESAV başkanı Veysel Karani Aksungur'a bir şilt takdim etti.
 
HULUSİ SEVEN KİMDİR?
13 Mart 1924 tarihinde Erzurum’da doğdu. Eski adı Çağlayan olan Kurtuluş ilkokulu’nda 4 yıl okuduktan sonra Gazipaşa İlkokulu’ndan mezun oldu. Rahmetli Hafız Ömer Duygun sınıf arkadaşıydı. İlkokul sıralarında gerek hocalarından, gerekse kiracıları olan bestekâr Fehmi Tokay’ın teşvikiyle musikî dersleri almaya başlayan Hulusi Seven, okul müsamerelerinde türkü okumaya başladı. Aynı zamanda Fehmi Tokay’ın “Gördümse seni ruhuma gir oy demedim ya”, “Gelmedin bir kerradan mada neden, başka hiçbir şeyle gönlüm dolmuyor” adlı iki eserini okul müsameresinde okudu.
Babasının yakın dostu olan Sıtkı Dursunoğlu, ortaokul müzik öğretmeni Şah İsmail ve onun vasıtasıyla tanıştırdığı Halkevi Başkanı Murat Uraz’ın katkıları ile Halkevi müzik faaliyetlerine katıldı. Aynı yıllarda Erzurum Halkevi’nin Türk Halk Müziği Korosu’nun başında Faruk Kaleli bulunmakta idi. Reşat Budak ile birlikte Murat Uraz’ın odasına gelen Hafız Kaleli, Hulusi Seven’e gereken ilgiyi göstererek derslerini ihmal etmemek şartıyla Halkevine gelmesini istedi. Ertesi gün, Hacı Hafız Hamit Efendi’lere babasıyla meşke davet edilen Seven’e, Faruk Kaleli hoca: “Hulusi bak, hoca senden müsamerede okuduğun “Çıkar yücelerden haber sorarım” uzun havası ile, babanın İbrahimiye’sini ve Emrah’ın Müstezat’ını istiyor. Onların peşine de bağlantı olarak bir türkü seçersin.”dedi. Kendisinden istenenleri yerine getiren Hulusi Seven, bağlantı olarak “İkbale zeval erse ne var, sende kemal var” eserini okuyup bitirdikten sonra elini öptüğü Hamit Hoca’nın duası ve övgüsünü aldı. 1940’lı yıllarda parlayan bu güzel yeteneği, Erzurum Halkevindeki çalışmalarıyla daha da gelişerek kısa sürede Erzurum ve çevresinde ün kazandı.
Halkevinde musiki çalışmalarının yanı sıra Erzurum barları çalışmalarına da katılan Hulusi Seven, burada yapılan müsamerelerde, gecelerde görev alıyordu. Ayrıca Faruk Kaleli’nin Erzurum’un Kurtuluşu için hazırladığı Ankara Radyosu programlarına da iştirak ediyordu. Faruk hoca vefat ettiği 1947 yılında, Ankara için hazırladığı programın provasında rahatsızlandı ve Sıtkı hocaya “Hocam ben durumumu pek iyi görmüyorum, hastaneye yatayım belki düzelirim.” diyerek Hulusi Seven’e döndü: “Ben gelemezsem sen çocukları idare et. Senin provanı yapmadık, sen radyo programına Huma kuşu, Nezaket vaktinde servi bülendim ve tatyanları mutlaka al, diğerlerini kendin seç” dedi.
 
HALK MÜZİĞİ REPERTUARINA KAZANDIRDIĞI TÜRKÜLER:

Oduncular kısa keser odunu, Yandı canım tende ey ruh-i revanım bir su ver, Yükü yükledim kediye, Çıktım tandır başına, Ela gözlüm benbu elden gidersem, Erzurum’un dağında, Yayığımı kurdum düze, Yayla suyu yan gider, Al işliği al eyle, Can dedim ki can diyesen, Bir melek simadır aklımı alan , Bu dağlar kömürdendir (uzun hava), Huma kuşu yükseklerden seslenir (uzun hava), İki bülbül figan eder bir güle (uzun hava), Kara gözler sürmeli kara gözler (uzun hava), Kömür gözlüm ne gezersin bu bağda (uzun hava) 



Kaynak : http://www.radarhaber.com/haberler/34/esave-vefa_3093.html