Nurullah Pala

Vefa, sadece İstanbul’da bir semtten ibaret mi?

11.08.2015 Nurullah Pala

Dostun vefalısı, insanın vefalısı, komşunun vefalısı, ülkenin vefalısı, şehrin vefalısı makbuldür. Hatta ve hatta  çok affedersiniz, bir çok hayvanın bile vefasını doğada tanıklık etmişizdir.

Günümüzde vefalı olmak ve bu vasıfta insanları bulmak çok zorlaştı. Öyle ki, gün geliyor televizyonlarda, radyolarda, gazetelerde ender rastlıyoruz vefalı olma ile ilgili haberlere…

İşte şu insan kendisine geçmişte yapılan iyiliği unutmayıp, vefa örneği gösterdi şunu yaptı, bunu yaptı diye, haberleri okuruz ya da televizyonlarda izleriz. Ama vefa ile ilgili haberler çok azdır, günümüzde. Çünkü teknolojinin esir aldığı dünyamızda bazen istemezsek de vefadan uzaklaşabiliyoruz. Menfaatler ve hayat şartları da insanın vefalı olmasını zorlaştıran unsurlar arasında. Özellikle de büyük metropol kentlerinde vefasızlıklara çok tanık olanlar vardır. Kanımca hayvanların vefa artısı insanları vefasını sollamış durumdadır.

Dünya üzerinde insanlar arasında vefa çok önemli bir unsurken, bu dört harfli kelimenin bugünlerde İstanbul’da sadece bir semtin adından öteye gitmiyor.

Vefasızlık her ortamda boy gösterirken, sporda da aldı başını gidiyor. Bunun en basit örneği son günlerde Bursaspor, namı değer Timsah’ta yaşanıyor. Kulüpleşme ve kurumsallaşma konusunda Türkiye’de takdir ettiğim kulüplerden biridir, Bursaspor… Müthiş alt yapısı, tesisleri ve coğrafi konumu itibari ile bünyesinden onlarca yıldızlar çıkartmıştır. Kaleci Eserleri, Beyhanları, Salihleri, Ali Nailleri bünyesinden çıkaran, Hakan Şükürlerin, Baliçlerin, Nejatların yıldızının parladığı kulüptür Bursaspor…

Ertuğrul Sağlam’ın Teknik Direktörlüğü’nde Spor Toto Süper Ligde Türkiye şampiyonu olarak adını beşinci büyük olarak yazdırmıştır ve tarih sayfalarına ön emli bir not düşülmüştür, Bursaspor için…

Türkiye şampiyonu olmuş Bursaspor, geçtiğimiz sezonda Teknik Patron Şenol Güneş, (Şu an Beşiktaş’ı çalıştırıyor) yönetiminde adından övgü ile bahsedilen kulüp olmuştur. İşte O Bursaspor, A Milli Futbol Takımına 6-7 oyuncu göndererek hem büyük bir başarı göstermiş, hem de gurur yaşamıştır. O kadrodan çok sayıda isme diğer kulüpler talipli olmuştur. Ve Bursaspor’un bir çok yıldızın diğer takımlara transferi gerçekleşmiştir. Şu an bir çok ismini de kulüpler istiyor, bu son derece doğal ve normal bir kondur.

Burada normal olmayan konu ise orta saha oyuncuları Ozan Tufan ile Volkan Şen’in sergilemiş olduğu tutumdur. Bursaspor’da parladıktan sonra Trabzonspor’a giden Volkan Şen’i çıplak gözle izlemiş bir gazeteci olarak yeteneklerini çok beğendiğim bir futbolcudur. Genç futbolcu Trabzonspor’da başarılı olamadı. Hatta, bir taraftarın hakaret ettiği gerekçesi ile formasını çıkartıp, sahayı terk ettiğini biliyoruz. İşte O, Volkan Şen, kendisini futbol vitrine çıkartan Bursaspor’a geri döndü. Yani başka bir değimle Yeşil-beyazlılar kendisine kucak açıp Timsah Yuvasına kendisini dahil etti. Volkan da, kendisine kucak açan kulübünü ve güvenen yönetim ile teknik heyeti mahcup etmedi. Müthiş bir performansla A Milli takıma yükseldi. Ama Şenol Güneş’in takımdan ayrılması ile Volkan Şen’in kaşı gözü oynamaya başladı. Yeşil-beyazlı kulüpte çıkardığı krizle süresiz kadro dışı kaldı. Yani kendisine vefa örneği gösteren ilk göz ağrısının başını ağrıtan futbolcu oldu. Volkan Şen krizi ile çalkalanan Timsah, bu kez de Ozan Tufan’ın vefasızlığı ile karşı karşıya kaldı. Genç yetenek medya aracılığı ile Bursaspor’da oynamak istemediğini beyan etti. Bildiğim kadarı ile ayrılmak isteğini de devam ettiriyor. Kabul ediyorum Ozan Tufan, son iki yılın en iyi çıkışını yapan genç futbolculardan biri, her futbolcunun aklında  büyük takımlarda ya da Avrupa’da oynama hayali vardır. Bu son derece doğaldır, ancak futbolcuların izlediği yol ve tavır yanlış. Tabi ki, Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor büyük kulüpler, İstanbul hayaliniz olabilir, saygı duyuyorum, ama Bursaspor’da büyük bir camia… Müthiş bir taraftarı var, güzel bir şehir Bursa… Sonra muhteşem de bir stadı olacak Timsah’ın… Yani, bu ortamda yapılan vefasızlık ve çekilen rest niye anlamış değilim, anlamakta da güçlük çekiyorum. Volkan Şen ve Ozan Tufan geçmişten ders çıkartmalıdır. Özellikle de Volkan Şen, Trabzonspor’a gitti de ne oldu. Şimdi de diyelim ki, Fener’e, Kartal’a, Cimbom’a gidecek. Gidecek de ne olacak, bunun hesabını yaptı mı Volkan… Eğer üç büyük kulüpten birisine giderse, ilk 11’de oynayabilecek mi? Volkan, bunların hesabını çok iyi yapması lazım. Ozan Tufan belki üç büyük takımdan birinde banko da ön libero mevkiinde oynayabilir. Ama onunda işi zor… Geçmişte İstanbul ne Tarıkları, Aygünleri, Okan Koçları, Serkanları yuttu biliyoruz. Daha nice Anadolu yıldızları İstanbul’un büyülü dünyasında kaybolup gitti. İstanbul’da top koşturmak, başarılı olmak çok zordur, çok… Bunu böyle bilsin Volkan Şen ve Ozan Tufan… Ona göre de kendilerince karar versinler…

Ama tüm bu gelişmeler ışığında görünün şu ki, futbolda da vefa diye bir şey kalmamış. Bir kez daha Vefa’nın İstanbul’da bir semt adından başka öteye gitmediği aşikar…

BU YAZININ EKLENME TARİHİ 11-08-2015
  
Yazarın Diğer Yazıları