Nurullah Pala

Acep bir Alex daha gelir mi?

02.04.2015 Nurullah Pala

Gerçeği söyleyelim mi? Türkiye’de futbol fanatikliği had safhada… Ülkemize gelen bir çok yabancı yıldız da, bu havaya hemen uyum sağlıyor. Taraftarın gazını almayı çok iyi biliyor. Zaten bu yüzdendir ki biz sevmedik mi? Felipe Melo’yu,  Pascal Nouma’yı, Lugano’yu ve daha nicelerini onlar tribünleri tahrik ettiklerinde, kırmızı kart gördüklerinde, ortalığı birbirine kattıklarında bile taraftarın gözünde onlar birer fenomendi.

Evet!...bugüne kadar Türkiye’ye yüzlerce yabancı futbolcu geldi geçti. Tabi yerli futbolcu da… Bu futbolcuların arasında onlarcası taraftarın hafızalarına kazındı. Futbol severlerin dikkatini çekti. Şimdi bu sütunlardan futbolcu ismi saymaya kalksak her halde Pusula’nın sayfaları bile yetmez… O kadar çok futbolcu geldi geçti ki; hayatımızdan bunların bir çoğunun hayranı olduk. Sokakta ya da sahada top koştururken, sevdiğimiz futbolcuların ismini kendimize yakıştırdık. Örneğin benim dünya üzerinde şu ana kadar hayranlık beslediğim futbolcular Maradona, Rui Costa, Cevad Pirekazi, Roman Kosecki,  Pier Litbarski, Lothar Matheus, Raul, Totti, Anton Polster, Hagi, Jey Jey Okocha, Bebeto, Thomas Brolin,  Gabriel Batistuta, Romario,  Şotha… Sayılarını daha da artırabilirim. Yıllarca bu isimleri hayranlıkla izledim ya da hep birlikte izledik, bu isimleri… Yerli futbolculardan Sergen, Rıdvan, Tanju, Feyyaz, Metin, Ünal, Hami,  Ali, Hakan ve  Arifler geldi geçtiler hayatımızdan. Hepsine Allah sağlıklı uzun ömürler versin. Türk futbolu ile birlikte Erzurumspor’u da olayın içine katarsak Hayrettin, Abdusselam, Çetin, Zafer, Abdullah, Sebahattin, Sebati, Hüseyin, Hamdi, Murat, Mahmut, Atilla, Abdulkadir, Furkan, Ali Rıza, Coşkun ve Muzaffer, hepsi birer yıldızdı gözümüzde. Onlarında Erzurum’da hayranları oldu.

Evet!...Türkiye’ye Karpatların Maradonası Hagi’nin yanı sıra gelen Brezilyalı Alex De Souza hepimizin hafızasına kocaman bir iz bırakıp gitti.

Hiç unutmuyorum, bazı ulusal gazeteler her sabah sür manşetin ya sağ tarafında, ya da sol tarafında Alex’in fotoğrafını yayınlayarak, ‘Alex Fener’e geliyor. Alex gelecek. Alex’te işlem tamam’ gibi haberler veriyordu. “ Kimdir bu Alex” dedim ve daha Fenerbahçe’ye gelmeden araştırdım. Kısa bir Parma macerasından sonra ülkesine dönen Alex De Souza harika maçlar çıkartınca Brezilya Milli Takımı’na seçilmişti. Ardından dönemin Fenerbahçe Asbaşkanı Hakan Bilal Kutlualp Brezilyalı’nın elinden tuttuğu gibi Türkiye’ye getirdi.
sonrası mı? On yılı aşkın süreyle Fenerbahçe ve Türk futboluna hizmet…

Evet!..Hagili Galatasaray UEFA  Kupası ve Süper Kupasını Türkiye’ye getirmesinin gururunu yaşadık. Yıllardır da bu zaferlerin tekrarlanmasının beklentisi içerisindeyiz.

Evet!... Alex De Souza’lı Fenerbahçe de, Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final sevinci yaşarken, UEFA Kupası’nda da finalin kapısından dönmüştü. Brezilya’dan Fenerbahçe’ye gelen ve ömrünün önemli bir bölümünü Sarı-lacivertliler için harcayan, Türk futbolunun gelişimine katkıda bulunan Alex De Souza, Türkiye’den giderken ardından dünya kadar başarı bırakmıştı.  Alex, asist krallığı ve  gol krallığı ile bu başarıları taçlandırdı. Alex’in Türkiye’deki binlerce hayran kitlesi oluştu. Adına şarkılar yapıldı, marşlar bestelendi. Hatta heykelini bile diktiler…

Evet!... Türkiye’de bir Hagi kadar, Didier Drogba kadar fenomen haline gelen Alex De Souza ülkesi Brezilya’da yapılan muhteşem bir jübile ile aktif futbol hayatını noktaladı. Jübile maçını ekranlara geldiği kadarı ile izledik, muhteşemliği kadar duygusal anlarda yaşandı. Bizde o duygusallığı yaşadık. Türkiye’de Fenerlisi, Cimbomlusu, Beşiktaşlısı, Trabzonsporlusu kısaca herkes de duygulandı. Alex’in jübile görüntülerinde. Nasıl duygulanmayalım ki, Adam gibi adamdı Alex De Souza… Sağa sola sataşmadan, ezeli rakiplerine laf atmadan hep işini en iyi şekilde yapmaya çalıştı, yeşil sahada… 10 yılı aşkın süreyle Fenerbahçe’de onlarca gol ve asist yapan Alex De Souza, büyülü ‘10 numara’ denilen formanın hakkını en iyi şekilde verdi. İdmandan evine, evinden idmana giden ve örnek aile saadeti ile de takdir topladı 75 milyonluk Türk halkından… O bir Brezilyalı’ydı, Ama yarısı Brezilya, yarısı da Türktü… Statta bizimle birlikte İstiklal Marşını okudu… Çocuğuna İstiklal Marşı’nı ezberletti. Çocuklarını Türk kolejlerinde okuttu. Duruşu ciddiydi, ama duyguları samimiydi. Riyakarlığı yoktu, Alex De Souza’nın. Sahada 10 numaranın hakkını veren Alex özel yaşantısındaki örnek aile reisliği ile de hepimize ders verdi. Eşinin hastalığında sahada aldığı transfer ücretinin hakkını layığı ile verirken, fedakarlığını da gösterdi, hem eşine hem de hepimize…

Evet! Dünya futbolunda artık sahada bir, 10 numara daha olmayacak. Çünkü Alex futbolu bıraktı. Evet!... Alex ben ve benim gibi düşünen futbol severler için gerçek bir 10 numaraydı. Top ayağına yakışıyordu. Pas verirken, şu atarken süslüyordu meşin yuvarlığı… Alex, son yıllarda benim izlediğim en iyi  10 numaralardan biriydi.
Bilmem acep bir daha Alex gelir mi? Ama şu bir gerçek ki,  günümüz futbolunda nesli tükenmek üzere olan 10 numaraları bulmak ve yetiştirmek çok zor bir zanaat olsa gerek…

Evet, Alex sen bizi futbola doyurdun, yeteneklerinden bizi mahrum etmedin, Allah sana bundan sonraki yaşamında sağlıklı uzun ömürler versin. Bizi futbol zevkinden mahrum bırakmadığın için kocaman Teşekkkürler Alex De Souza, hoşça kal… 

BU YAZININ EKLENME TARİHİ 02-04-2015
  
Yazarın Diğer Yazıları