Muhammet Hanifi AKSAKAL

TÜRKİYE YÜZYILININ BAKANI…

30.04.2023 Muhammet Hanifi AKSAKAL
Çok uzun zaman oldu, kendi yazdığım satırlarla buluşmayalı.
Siz deyin 4, ben diyeyim 5 yıl…
 
 
Malumunuz Türkiye’yi yeni yüzyıla taşıyacak kaptan koltuğuna kimin oturacağının belirleneceği zorlu bir seçimin arifesindeyiz. Bir tarafta Dünya lideri sıfatını zerresine kadar hak etmiş, ülkesi için gövdesini taşın altına koymuş adıyla namıyla tam bir marka olan Recep Tayyip Erdoğan, diğer tarafta ise 11 seçim ve referandum kaybetmiş, hiçbir zaman kaybettiğini de kabul etmeyen, ittifak masalarının mahsulü Kemal Kılıçdaroğlu. Diğerlerinin isimlerini yazmaya bile gerek duymuyorum.
 
 
Bu yazıyı kaleme alırken, sosyal medyada Ermeni asıllı HADEP İstanbul Milletvekili Garo Paylan’ın, TBMM’nin son toplantısında dikkat çekici bir konuşmasına kulak kabarttım. Osmanlı’nın demokrasi ve eşitlik mücadelesini anlatımı, hem şaşırttı hem de tüylerimi diken diken etti. Milliyetçi muhafazakar insanımızın her defasında lanetini almış Paylan’a konuşması devam ettikçe daha da bir şaşırdım. Merak edenleriniz youtube kanallarında arayıp takip edebilirler.
 
 
Sonrasında neler mi söyledi?
 
 
Paylan, Abdülhamit istibdatından sonra hürriyet umanların daha kötü bir istibdatla karşılaştığını hatırlattı, benzerinin Erdoğan sonrası için de ihtimal dahilinde olduğunu öne sürdü ve bunun olmaması gerektiğine dikkat çekti.
 
 
Şecaat arz ederken sirkatini söyler misali mi? diyelim. 
 
 
Yoksa durmuş saatte günde iki defa doğrusunu söyler mi? 
 
 
Cümlenin hakkını siz verin.
 
 
14 Mayıs seçimleri sonrasında nelerin değişeceğini öngörmemek için cahil olmak bile yetmiyor.
 
 
Tıpkı Abdulhamid Han’ın uzun yıllar iktidarında bu topraklara kattığı değer ve yatırımlar, onun zorlu mücadelesi, bilhassa İlahi Kelimetullah davası için mücadelesi, hele ki Filistin davasında ki kararlı tutumu Dünya lideri Erdoğan’a ne kadar da benziyor değil mi?
 
 
Ama Abdulhamid Han’ın yalnızlığına, akıbetine, maruz kalmaması için canını siper etmiş milyonları var Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın.
Neyse diğer yazılarımda bu konuda ki fikirlerimi uzun uzadıya kaleme sizlere aktarmaya çalışacağım.
 
 
 
Gelelim asıl konuya.
 
 
Ülkemizin zorlu bir dönemeçten geçeceği 14 Mayıs seçimleri sonrasında yeniden kazanması kuvvetle muhtemel gözüken Dünya Lideri Erdoğan’ın Türkiye’nin şahlanışı vizyonu için yeni ekibinde nasıl bir değişiklik yapacağını hepimiz merak ediyoruz.
Bakınız 28 yılı aşkın mesleki tecrübemde öngörülerimin ve çoğulunda yanılmadım.
 
 
Buradan da size birkaç tüyo vermek istiyorum.
 
 
Malumun ilanı olacak ve Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmadan balkon konuşmasında Yeni Türkiye yüzyılının şahlanış dönemi için start verdiğini cümle aleme ilan edecek. 
 
 
Tabi ki sonrasında vakit kaybedilmeden Cumhuriyetin yüzyılının ilk kabinesi için çalışmalarına başlayacak, Yeni Türkiye Yüzyılının lideri.
 
 
İnce eleyip sık dokumalar sonrasında, yeni kabinede kararlı ve tecrübeli isimleri de göreceğiz. Her kabinede Erzurumluların beklentilerine cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bu defada en az bir bakanlık koltuğuna Erzurum’un bir değerine yer vereceğinden adım gibi eminim.
 
 
Kim bu isim ve hangi bakanlık koltuğuna yer verilecek diye soranları duyar gibiyim.
 
 
Buna cevap vermeden önce yeni dönemde, birçok alanda Türkiye’nin prangalarından kurtulacağı radikal kararların alınacağını buradan duyurmak istiyorum.
 
 
Hiç şüphesiz bunlardan en önemlisi Türk eğitiminin müfredatının değiştiği, 27 Aralık 1949 yılında imzalanan Eğitim Antlaşması ile ABD'den Türkiye eğitimini kontrol eden anlaşma ile adı Fulbright Programı olan bu dayatmanın artık son bulacağı erberci, nakilci bir eğitim öğretim modeli yerine, soran, sorgulayan bilhassa etkin din eğitimlerinin müfredata konulacağı bir modelin olmazsa olmaz hal aldığını belirtmek isterim.
 
 
Hangi bakanlığın verileceğini anlamışsınızdır herhalde.
 
 
Elbette ki bunlar benim öngörülerim, son karar gerçek karar Cumhurbaşkanımızın iradesi ile mümkündür.
 
 
Sıkı durun yeni dönemde Milli Eğitim Bakanının kim olacağı, tahminimi de sizinle paylaşıyorum.
 
 
 
 
 
Prof. Dr. Ömer Özyılmaz…
 
 
Erzurum Eski Milletvekillerinden. 20 dönemde Refah Partisi Erzurum Milletvekilliği, ardından 22 dönem AK Parti döneminde, yine Erzurum Milletvekilliği yaptı.
 
 
Adı hiçbir şaibeyle anılmamış, Erzurum aşığı olması dışında Milli Eğitim Bakanlığı görevini en iyi şekilde yapacağına inandığım birisi.
 
 
Prof. Dr. Özyılmaz’ın, “İslami Eğitim ve Psikolojik Temelleri”, “Türk Milli Eğitim Sisteminin Sorunları ve Çözüm Arayışları” ile “Osmanlı Medreselerinin Eğitim Programları” adlı kitapları bulunuyor.
 
 
2021 yılında Cumhurbaşkanımız tarafından Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu üyeliğine atanması da aslında bakanın kim olduğuna dair önemli bir ipucu olsa gerek.
Cumhurbaşkanımızın son yıllarda Türk Milli Eğitim sisteminde köklü bir değişiklik sinyallerin verdiğini de anlamayanınız yoktur. Hal böyle olunca da bir süreden beri, yeni eğitim modeli için çalışmalar yapan Özyılmaz ismini de sakın yabana atmayın derim.
 
 
Eğitim Bilimleri ve Yönetim Bilimi Hocalığı, Milli Eğitim MEB’de öğretmenlik ve özel okullarda genel müdürlük;  üniversitede bölüm başkanlığı, dekanlık ve Rektör yardımcılığı yapmış; eğitim sisteminin sorunları ve çözümleri üzerine kitapları ve yüzlerce makalesi olan; Ak Parti Davası’nın da teorisyenlerinden, iki dönem Erzurum Milletvekilliği yapmış; sosyal ve kurumsal değişim ve dönüşüm uzmanı, yılların başarılı yöneticisi Prof. Dr. Ömer Özyılmaz olmalıdır.
 
 
Yeni dönemde kaç bakanlık olacağı hangi bakanlıkların devam ettirilip hangi isimlerde bakanlık kurulacağını bilemeyiz elbette.
Fakat tek bilinenin yeni dönemin Türkiye’nin yeni döneminde büyük değişimlerin olacağıdır. Milli Eğitim örneğini biz verdik, diğerlerini siz tahmin edin.
 
 
Kalın sağlıcakla…

 
BU YAZININ EKLENME TARİHİ 30-04-2023
  
Yazarın Diğer Yazıları