Ayşe Nur BAYRAM'ın Haberi... 

RADARHABER / ERZURUM 

35 yıl siroz ve karaciğerindeki tümörle yaşayan Erzincanlı İsmail İçer, oğlunun bağışladığı karaciğerle yaşama tutundu. Atatürk Üniversitesi’nde ameliyat olduktan sonra sağlık durumu iyiye giden İçer, oğluna teşekkür etti. Babasına yaşam ümidi olan Ömer Faruk ise “Baba candır. Karaciğerimin bir parçasını vermek benim görevimdi, onu yerine getirdim” dedi. Erzincanlı İsmail İçer, oğlunun karaciğeriyle yaşama tutundu. 35 yıl önce yakalandığı sarılık hastalığının siroza dönmesi ve ardından karaciğerinde oluşan tümör sebebiyle zor günler geçiren İçer’e küçük oğlundan alınan karaciğer parçası nakledildi. Sağlık durumu iyiye giden baba İsmail İçer, oğluna teşekkür etti.

Erzincan’da yaşayan 3 çocuk babası İsmail İçer, 35 yıl önce sarılık geçirdi. Hastalığın siroza çevrilmesi sonrası rahatsızlığı artan İçer, tedavi için ülke genelindeki hastaneleri dolaştı. Karaciğerinde tümör olduğu da belirlenen İçer’e karaciğer nakli olması gerektiği bildirildi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Nakli Merkezi’ne gelen İçer için uygun organ araştırması yapıldı. Prof. Dr. Gürkan Öztürk başkanlığındaki ekip, testlerden sonra İçer’in küçük oğlu Ömer Faruk’un organ ve dokusunu uygun buldu. Ömer Faruk, hiç düşünmeden babası için ameliyat masasına yatarak karaciğerinden bir bölümünü bağışladı. Prof. Dr. Gürkan Öztürk ve ekibi, başarılı bir operasyonla Ömer Faruk’tan alınan karaciğeri 35 yıl hastalıkla mücadele eden baba İsmail İçer’e nakletti.

'OĞLUM VE DOKTORLARIMA TEŞEKKÜRLER'

Sağlığına kavuştuğu için oldukça mutlu olan Baba İsmail İçer, nakli gerçekleştiren Prof. Dr. Gürkan Öztürk ve ekibine teşekkür etti. üç oğlunun da kendisi için seferber olduğunu anımsatan Baba İçer, “Durumum ağırlaşınca canlıdan karaciğer nakli olmam gerektiğini öğrendim. Ailemin tamamı beni hayatta tutmaya çalıştı. Yapılan testler sonucu oğlum Ömer Faruk’un doku ve kan uyumu olduğu tespit edildi. Oğlum bana karaciğerini verdi. Doktorlarımız sayesinde oğlumdan karaciğer naklettiler. Oğluma çok teşekkür ediyorum. Biz Erzincan’dan geldik. Memleketimize yakın. Erzurum’da da Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde verilen sağlık hizmetleri burada da veriliyormuş” dedi.

'BABAMA CANIMI BİLE VERİRİM'

Babasına karaciğerinden bir parça vererek hayatta kalmasını sağlayan iki çocuk babası Ömer Faruk İçer, “Babam 35 senedir bu sıkıntıyı çekiyor. Ama her sene hastalığı arttı. Önce sarılık geçirdi daha sonra karaciğeri rahatsızlandı. Bu karaciğer hastalığı sinsi bir hastalık, son evresine gelmiş hiç haberimiz yok. Babamın sağlığına kavuşması en büyük dileğim. Karaciğerimin bir parçasını vermek benim görevimdi, onu yerine getirdim. Babama canımı bile verirdim” ifadelerini kullandı.

'ERZURUM NAKİLDE ÇOK BAŞARILI'

Erzurum’un sağlık konusunda Doğu Anadolu Bölgesi’nde büyük hizmet verdiğine dikkat çeken Ömer Faruk İçer, “En son bize tek çarenin nakil olduğu söylendi. Biz nakil için doktor doktor gezdik. Erzurum’da nakil olacağı hiç aklımıza gelmezdi. Bir hastalık oldu mu insanlar hemen İstanbul’a Ankara ‘ya gidiyor. Doğu Anadolu Bölgesi’nde böyle başarılı ameliyatlar oluyormuş. Çok memnun olduk. Doktorlardan personele kadar herkese çok teşekkür ediyoruz. Gelen her hastaya özenle davranıyorlar. Her konuda çok titizler. Çok mutluyum” diye konuştu.

SAĞLIK DURUMU İYİ 

İsmail İçer’in daha önce karaciğerinde siroz teşhisi ile Organ Nakli Merkezi’ne başvurduklarını hatırlatan Prof. Dr. Gürkan Öztürk, başarılı bir operasyonla oğlu Ömer Faruk İçer’den karaciğer nakli yaptıklarını söyledi. Baba İçer’in karaciğerinde tümör de olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Öztürk, baba ve oğlunda durumlarının gayet iyi olduğunu belirtti.

'KADAVRADAN ORGAN NAKLİ DAHA BAŞARILI' 

Organ bağışının ülkede henüz istenilen seviyede olmadığını söyleyen Prof. Dr. Gürkan Öztürk, organ bağışına teşvik için çalışmalar yaptıklarını ifade etti. Kadavradan naklin her zaman daha avantajlı olduğuna dikkat Çeken Prof. Dr. Öztürk, “Canlı verirciler olduğu gibi kadavra vericileri de kullanıyoruz. Maalesef ülkemizde özellikle de bölgemizde kadavradan organ bağışı çok yaygın değil. Bundan dolayı çoğu zaman canlı vericili yöntemi kullanmak zorunda kalıyoruz. Canlı vericili naklin verici açısından herhangi bir sıkıntı oluşturması söz konusu değil. Onlar için her türlü testler yapılıp, değerlendirmeler yapılıyor. Ama her halükarda kadavradan organ nakli daha avantajlı bir işlemdir. Hem cerrah açısında hem hasta açısından da daha rahat oluyor. Bizim bölgemizde organ bağışını elimizden geldiğince teşvik etmeye çalışıyoruz. Basın sayesinde organ bağışının önemine dikkat çekmeye çalışıyoruz. Çünkü organ bağışı olmazsa başka bir kaynak yok maalesef. Organ bekleyen insanlar ya ömür boyu diyalizde yaşayacaklar. Ya da karaciğer hastası iseler başka bir tedavi yok, bekleme listesinde çoğu zaman hastayı kaybediyoruz. Bu yüzden teşvikini yapıp duyurmak bir insanın hayatının kurtulması adına çok çok önem arz ediyor”  diye konuştu.(Pusula Gazetesi)